Alevlerin Ardında Kalanlar
Yazan: Ayhan Aral
Kartalkaya... Adı, yıllardır kışın beyazına yazın serinliğine özlem duyanların dilinde yankılanan bir doğa harikası. Bolu’nun bu gözde kayak merkezinde yükselen otellerden biri geçtiğimiz günlerde korkunç bir yangına sahne oldu. Kartalkaya Oteli'nde çıkan yangın, sadece bir binayı değil; güvenlik zaaflarını, ihmal zincirlerini ve doğaya karşı takınılan umursamaz tavrı da gözler önüne serdi.
O gece, alevler karanlığı yırtarken içeriden yükselen çığlıklar, dışarıda çaresizce izleyen gözlerdeki korku, dumanla kaplı gökyüzü... Her şey bir anda olup bitti ama izleri öyle kolay silinecek gibi değil. Yangının çıkış sebebine dair resmi açıklamalar hâlâ netleşmedi, ama ilk belirlemeler elektrik tesisatındaki bir arızaya işaret ediyor. Buraya kadar sıradan bir haber gibi durabilir, değil mi? Ancak mesele, sıradan bir otel yangının çok ötesinde.
Türkiye’de pek çok turistik işletmede olduğu gibi, Kartalkaya Oteli'nin de “yangın tatbikatı” son yıllarda sadece kağıt üzerinde yapılmış. Çalışanların büyük kısmı yangın tüpünün nasıl kullanılacağını dahi bilmiyor. Binanın yangın çıkış kapılarının bir kısmının kilitli olduğu iddiaları ise dudak uçuklatıcı. Bu yangın, bize bir kez daha gösterdi ki kâr hırsıyla hareket eden bazı işletmeler, can güvenliğini ikinci plana atabiliyor. Otelin yıldız sayısı arttıkça, içerdeki güvenlik önlemleri azalıyorsa, orada ciddi bir sistem sorunu var demektir.
Bu yangın aynı zamanda doğaya da bir darbe vurdu. Kartalkaya, sadece kayak tutkunlarının değil, birçok endemik bitki türünün, yaban hayatının evi. Otelden yükselen zehirli dumanlar ve yanan maddelerin toprağa karışması, ekosistem açısından telafisi zor bir tahribata yol açtı. Doğaya verilen zarar, betonun yanmasından çok daha büyük.
Şimdi geriye dönüp sormamız gereken sorular var: Bu yangın önlenebilir miydi? Elbette evet. Peki sorumlular hesap verecek mi? İşte burada işler karışıyor. Çünkü bizde çoğu zaman "mukadderat" denilerek geçiştirilen felaketler, aslında ihmalin, denetimsizliğin ve vurdumduymazlığın sonucudur.
Kartalkaya Oteli’nin yangını, belki birkaç hafta sonra haber gündeminden düşecek. Ancak orada yaşananlar, bir yangın tatbikatını daha ciddiye alsaydık neler olurdu sorusunu sormaya devam edecek.
Bir otel küle döndü, ama umarım vicdanlar da biraz olsun sarsıldı. Aksi takdirde bu yangın da diğerleri gibi sadece istatistiklerde bir rakam olarak kalacak.
